3-7 Aralık 2019’da Advantech Türkiye’nin davetlisi olarak Taipei’de düzenlenen 2020 Advantech Industrial-IoT World Partner Conference etkinliğine katıldım.
Tüm dünyadan yaklaşık 500 kişinin katıldığı etkinlikte hem Advantech şirketinin üst düzey yöneticilerini hem de bilişim ve teknoloji alanında çalışan büyük kurumların temsilcilerini dinleme ve tanışma şansı buldum. 5G ve endüstriyel internet bir araya geldiğinde dünya başka bir yer olacağa benziyor.
Advantech’in odaklandığı alanlar endüstriyel PC (bilgisayar), IoT ve embedded (gömülü) sistemler. Endüstriyel PC’nin detaylarını Advantech Türkiye’deki arkadaşlar bana da birkaç gün önce aktardılar, merak edenler için şu detaylar faydalı olabilir:
Endüstriyel bilgisayarın temel farkı, endüstriyel sahalardaki çevresel ve sistemsel koşullara karşı yüksek dayanıklılık ve uzun süreler kesintisiz çalışabilme özellikleridir:
- Fiziksel dayanıklılık (Çevresel Faktörlere Dayanıklılık, IP Koruma vb.)
- Sıcaklık, titreşim-darbe Koruması, toz -sıvı koruma, elektromanyetik uyumluluk, sertifikasyonlar
- Mikroişlemci ve RAM tipi
- Elektriksel gürültü ve titreşim gibi endüstriyel uygulama alanlarındaki çevresel faktörlere dayanıklı ve uzun ömürlü.
- Depolama Ortamı, Enerji Besleme Ünitesi
- Elektriksel dalgalanma, sıcaklık, elektriksel gürültü gibi faktörlerden etkilenmeden sürekli temiz DC elektrik enerjisi ile güç beslenmesi ve depolama bileşenlerinin doğrudan soğutulması sağlanır.
- Port Bağlantı Noktalarının Genişletilebilirliği
- Genişletilebilir port yuvaları ile veri toplama için gerekli olan port zenginliği sağlanır.
Advantech 1983 yılında, işe endüstriyel PC (bilgisayar) ve kart üretimiyle başlamış. Günümüzdeyse gömülü sistem ve otomasyon çözüm platformu sağlayıcısı bir teknoloji lideri olarak faaliyetini sürdürüyor. Lider derken söz gelişi bir liderlik değil aslında bu. Advantech endüstriyel bilgisayar (industrial PC) pazarının dünya lideri. Şirketin senelik geliri 2 milyar dolar seviyesinde.
Günümüzde fabrikaları, enerji şebekelerini ve hatta şehirleri dijitalleştirerek akıllandıran temel teknoloji durumundaki Endüstriyel Nesnelerin Interneti (IIoT) Advantech Türkiye’nin de en öncelikli çalışma alanı.
Industrial-IoT World Partner Conference sırasında, Advantech Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu İcra Direktörü Chaney Ho ve Advantech Endüstriyel IoT Başkanı Linda Tsai ile ayrı ayrı sohbet ettim. Bu sohbetlerde öne çıkan kısımları sizlerlerde paylaşayım istedim.
Tayvan’da Türkiye’yi en çok seven kimdir diye sorulsa, Chaney Ho’yu gösterebilirsiniz 🙂 Geçtiğimiz yaz ailece tatillerini burada geçirmişler. İstanbul, Ankara ve Antalya’da toplam 10 gün kadar kalmışlar.
Kendisine Türkiye’den getirdiğim lokumu ikram etmemle başlayan sohbetimizde Türkiye de dahil pek çok konu konuştuk. Hemen ardından da Linda Tsai ile sohbet ettik.
SERTAÇ: Türkiye’de yakın çevremdeki kişilere Advantech hakkında ne bildiklerini sorduğumda, cevap “pek az şey” oldu. Onların da öğrenmesi için bana biraz hikayenizden bahseder misiniz?
CHANEY: 1983’te bu şirketi kuran üç mühendisten biriyim. O dönemde hepimiz HP’de çalışıyorduk. Ayrıldık ve Advantech’i kurduk. O dönemlerde Tayvan ekonomisi üretim üzerine kuruluydu. Ülkede bu kadar çok üretim tesisi, gelecekte ciddi bir otomasyon ihtiyacını da beraberinde getirdi ve kurulduğumuz gün itibariyle Advantech olarak biz tamamen buna odaklandık. Yani veri toplama, veri düzeltme gibi konular. En başta otomasyon sistemleri üzerine odaklanmış olan şirketimiz, ardından yönünü endüstriyel bilgisayarlara çevirdi ve şu an itibariyle bu alanda %36’lık pazar payıyla lider konumdayız. Ama ayı zamanda 10 sene önce önemli bir fırsatı gördük ve endüstriyel IoT alanında da çalışmaya başladık. Şu anda 26 ülkede ofislerimiz var. Toplam 8000 çalışanımız var.
ABD bizim için en büyük pazar ve o pazar bizim ciromuzun %29’unu oluşturuyor. Ardından %24 ile Çin geliyor.
S: 1980’lerin başı itibariyle Tayvan’ın teknoloji alanında global ölçekte bir oyuncu olmasının arkasında hangi stratejik adımlar var? Tayvan ve Advantech kendilerini dünyanın geri kalanından hangi yönleriyle ayrıştırıyorlar?
C: Tayvan 23 milyonluk küçük bir ülke ama insan kalitemiz iyi. 1950’lerden bu yana eğitime çok para harcıyoruz.
Bilgisayar çağının başladığı 1980’lerin başından bu yana Tayvan üretim konusunda dünyanın lideri konumunda. Hele ki 2000’lerin başı itibariyle dışarıya açılan Çin sayesinde, dil avantajımızı da kullanarak daha da önemli bir ivme yakaladık. Pek az kişi bilir ama şu anda Çin’deki üretilen iPhone’ların tamamı Tayvanlı şirketlerce üretiliyor. Dünyadaki tüm bilgisayarların da %90’ı Tayvanlı şirketler tarafından üretiliyor. Sunduğumuz fiyat – kalite dengesi o kadar yüksek ki bu doğal olarak bizi elektronik pazarı için bir tasarım ve üretim merkezi haline getiriyor. Önümüzdeki yıllarda önemli beklentilere sahip olduğumuz 5G de Tayvan için yeni büyüme fırsatları barındırıyor çünkü 5G chipset üretiminde de iddialıyız.
S: Tayvan’ın üretimde çok büyük bir güç olduğunu ifade ettiniz. Peki AR-GE konusunda durum nasıl? Yeni ürün veya hizmet geliştirmeye odaklandığı alanlardan bahsedelim mi? Örneğin son zamanlarda gündemde olan kuantum bilgisayarlarla ilgili bir faaliyetiniz var mı?
C: Kuantum bilgisayarlar bildiğiniz gibi bugün kullandığımız bilgisayarlardan bambaşka prensiplerle çalışıyorlar. Bunun henüz bebek adımları döneminde olduğunu ve olgunlaşması için 10 sene dolayında zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Intel, IBM ve Google gibi şirketlerin bu konudaki faaliyetlerini takip ediyorum. İnsanlar bazen bilgisayarlar için çok büyük hız beklentilerine giriyorlar, bunun sebebini anlamıyorum.
S: Aslında konu sadece hız değil. Geçtiğimiz sene Global Semiconductor Association bir rapor yayımladı. 2040 itibariyle bilgisayarların tükettiği elektrik, üretilen elektriği geçecek öngörüsünde bulundular. Kuantum bilgisayarların en büyük avantajlarından biri de düşük enerji tüketimi.
C: Haklısınız, bu önemli bir detay.
S: Faaliyet gösterdiğiniz 25 ülkenin her birinin kültürü, teknolojik gelişim seviyesi birbirinden farklı. Hizmetin, insan kaynaklarının, teknik konuların standardını nasıl sağlıyorsunuz? Kültürel dönüşümü nasıl yönetiyorsunuz?
C: Her ülkenin kültürü bir diğerinden farklı. Bir de kurum kültürü var ki bunu ülke sınırlarını aşarak da yaymak mümkün. Bunun birinci kuralı şeffaflık. Bir şirketin genel merkezindeki kültürü bir başka ülkedeki ekibe yansıtması ve dönüşümün sağlanması 5 ila 10 yılı alan bir süreç. Biz Tayvanlı bir şirketiz ama bir açıdan bakıldığında aslında global bir şirketiz. Bizim kurum kültürümüzde her coğrafyanın dinamiklerini anlamak ve saygı duymak var. Daha da ötesi biliyoruz ki her ülkenin inovasyon konusunda kendi yoğurt yiyişi var. Burada sizi de misafir ettiğimi bu konferanslarda, dikkat ettiyseniz herkes birbiriyle samimi şekilde sohbet eder. Bu sayede birbirimizi yakından tanırız.
S: Son bir sorum daha olacak, kendi ülkemle ilgili. Yatırım yapmak için Türkiye’yi seçmenizin arkasında nasıl bir dinamik var?
C: Türkiye ekonomik açıdan dünyanın ilk 20 ülkesi arasında. 80 milyonluk bir ülke ve üstelik Asya ile Avrupa’nın arasında bir köprü. Bundan dolayı bizim için kritik ülkelerin başında geliyor. Bu senenin başında bölge ofisimizi de açtık. Türkiye genel müdürlüğünü yürüten Cem Çelik de aynen sizin gibi her geldiğinde bana lokum getiriyor. Demem o ki biz aslında yıllardır birbirimizi yakından tanıyoruz, biliyoruz ve ben şahsen de Türkiye’yi çok seviyorum. Umarım daha sık görüşürüz.
S: Çok teşekkür ederim davetiniz için de, bu keyifli sohbet için de.
Linda Tsai ile sohbetimizin detaylarını da aşağıda paylaşıyorum.
S: Endüstriyel IoT (nesnelerin interneti) bölümünün başkanı olarak eminim ki dünyanın farklı coğrafyalarındaki endüstriyel gelişme seviyelerini yakından takip ediyorsunuz. Türkiye’de de dünyanın diğer ülkelerinde de Endüstri 4.0’ı konuşan, konuşmakla da kalmayıp oldukça ileri seviyeye çıkan pek çok kurum var. Öte yandan henüz Endüstri 2.0 ile 3.0 arasında bir yerlerde seyreden de çok kurum var. Advantech olarak bu kadar farklı gelişmişlik seviyelerindeki kurumların her birine nasıl aynı kalitede hizmet sunabiliyorsunuz?
L: Açıkçası bu kolay bir şey değil. Çoğu zaman müşterilerimizin, neyi uygulamayı istediklerini de bilmediklerini gözlemliyoruz. Burada da kendimizi ürün ya da hizmet satan değil, bize danışan kurumları doğru yönlendiren şirket olarak görüyoruz. Onlara faaliyetlerini her alanında iyileştirme, hızlandırma, verimi ve kaliteyi arttırma desteği sunacak çözümlerimizi anlatıyoruz.
S: Türkiye’nin dijital dönüşümünü konuşacak olursak, en büyük fırsatı nerede görüyorsunuz? Advantech olarak hangi sektörlere odaklanıyorsunuz?
L: Türkiye de dahil pek çok ülkede smart city (akıllı şehir) ve ulaşımın dijital dönüşümden hem en çok etkilenecek hem de en çok fayda görecek konuların başında olduğuna inanıyorum. Şüphesiz küçük ve orta hacimli üreticiler için sunabileceğimiz ve dijital dönüşüme kaynak olabilecek çözümler olsa da toplumun geneli için en kritik konunun akıllı şehirler olduğunu düşünüyorum. Burada mesele sadece trafiği rahatlatmak, ulaşım araçlarını hızlandırmak, insanları bir yerden bir yere daha konforlu ulaştırmak değil. Bu aynı zamanda çevreyi korumanın da konusu. Havayı ne kadar az kirletirsek, gelecek nesillere de o kadar yaşanacak bir yer bırakacağız.
S: Yapay zekadan en çok yararlanacak endüstriyel IoT (nesnelerin interneti) uygulamalar hangileri sizce? Advantech bu alanda nasıl çözümler sunuyor? Bu çözümlerin insan hayatına katkısı ne olacak?
L: Pek akla gelmez ama bir video kaydındaki görüntülerden, yapay zeka desteğiyle anlam çıkarma çok önemli sonuçları olabilecek bir uygulamadır aslında. Bu sayede bir şehirdeki trafiği önemli oranda azaltabilecek yöntemler geliştirebilirsiniz. Machine vision (makinelerin görmesi) teknolojisi ki bu da aslında yapay zekanın bir koludur, üretimin her alanında kaliteyi iyileştirmeye büyük katkı sağlayabilir. Bir tekstil üreticisi olduğunuzu düşünün. İplik veya kumaştaki, insan gözünün bile atlayabileceği hataları fark edebilir ve sadece kaliteyi yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda maliyeti de azaltır.
S: Dünya Ekonomik Forumu’nun öngörülerini paylaştığı raporlarda üzerinde en çok durulan konuların başında IoT (nesnelerin interneti) geliyor biliyorsunuz. 2025 yılına kadar yaklaşık 1 trilyon sensörün internete bağlı olacağı tahmin ediliyor. Bu öngörüden yola çıkacak olursak, en büyük fırsat, en büyük zorluk ve tehdit nedir sizce?
L: Bence üzerine çok düşünmemiz ve çalışmamız gereken konu, bu kadar sensörün kesintisiz biçimde birbirine bağlanabilmesi olacak. 5G bu alanda büyük bir çığır açacak, hiç şüphe yok. Diyelim ki bağlanma sorununu çözdük. Ne kadar çok bağlantı, o kadar güvenlik ihtiyacı demek. Dolayısıyla siber güvenlik önemli bir başlık olmaya devam edecek hatta bugünkünden daha da önemli olacak.
S: Çok teşekkür ederim bu konferansa beni de davet ettiğiniz ve bu güzel sohbete zaman ayırdığınız için.