Skip links

Hayal Ülke Tanzanya

Bu sefer, hayatımın en şaşırtıcı, en “başka” , en “dünyadan uzak” ve en çok aklımda kalan seyahatinden detayları sizlerle paylaşacağım. Temmuz 2006’da iki haftalık bir gezi için Tanzanya’ya ve Zanzibar’a gitmiştik. Bu sayıda sadece Tanzanya bölümünü konuşalım istiyorum, sonraki sayılardan birinde de Zanzibar’ı konu ederiz. Aslında bu sefer bir seyahat yazısından çok bir foto-hikaye olacak sanırım…

Tarangire / Ceylan Sürüsü

9 Temmuz 2009; evlilik, tanışma yıl dönümü, doğum günü olmayanlar için bir şey ifade etmeyebilir. Futbol hastalarıysa bu tarihi değilse bile, bu tarihte oynanan 2006 Dünya Kupası final maçını unutamazlar. Hani şu İtayla-Fransa arasında geçen ve yaşayan efsane Zidane’ın son dakikalarda olmayacak bir şekilde rakibine kafa atıp ,kırmızı kartla oyun dışı kalmasına sahne olan maç. İşte biz tam da o gün Tanzanya’ya, Arusha şehrine vardık. Kalacağımız otel de bu şehirdeydi. Uçaktan inip havaalanından çıktıktan sonra, oldukça şık bir van ve şoför bizi karşıladı. Gitmeden önce dersimizi iyi çalışmış, Tanzanya’yı yutmuş olmamıza rağmen hava karardığında etrafın ne durumda olacağını hiç düşünmemiştik. Evet, tam bir karanlık! Yaklaşık yarım saatlik havaalanı – otel transferi boyunca üstelik de anayoldan gitmemize rağmen sadece birkaç araç, birkaç da yapı gördük. Yol boyunca neredeyse hiç yol aydınlatması yoktu. Kendimize belki de ilk defa “ne işimiz var burada ?” diye sorduğumuz gün, o gündü. Otele vardığımızda, otantizm konusunda tek kelime edilmeyecek kadar yöreye uygun, dekorasyonu şık bir yerle karşılaştık. Buraya kadar her şey yolundaydı. Ben, her ne olursa olsun, dünyanın bir ucunda da olsam, o finali izlemeyi kafama koymuştum ama otelde bir tane bile televizyon yoktu! Otelin işletmecisinden bizi televizyonu olan bir otele yönlendirmesini istedik ve neyse ki böyle bir yer bulduk. Gittiğimiz otelde, dekoderin arızası giderilene kadar yarım saat geçse de,  karşılaştığımız çok uluslu grupla beraber maçı izledik. Tatilimize bu macerayla başladık.

Lake Manyara / Aslan Ailesi

Çok kısa: Tanzanya, Doğu Afrika’da yer alıyor. Ünlü Kilimanjaro Dağı’na ev sahipliği yapıyor. Tanzanya; kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) sıralamasında, 180 ülke arasında sondan ikinci sırada. Bir başka deyişle dünyanın en fakir birkaç ülkesinden biri. Ülkedeki insanların çoğu ya işsiz, ya da dönemlik işlerle hayatlarını kazanıyorlar. Kendi giyeceklerini ve yiyeceklerini üretip bunları takas ederek hayatını sürdüren pek çok insan var. Hijyenik koşullar tahmin edilemeyecek kadar kötü. Turizm amaçlı kurulan ve “safari lodge” tabir edilen otellerde genelde hijyen konusunda sorun yaşanmıyor. Sadece bir otelin resepsiyonunda otele giriş yaparken, “babunlara dikkat etmenizi rica ediyoruz, balkon kapısını mutlaka kilitleyin, yoksa içeri girip yiyeceklerinizi ya da diğer eşyalarınızı çalabilirler” uyarısı bizi biraz şaşırtmıştı. Safari, Swahili dilinde “gezmek” anlamına geliyor. Filmlerde gördüğümüz, vahşi hayvan avı yasa dışı bir faaliyet. Burada sadece zebra, ceylan, yaban öküzü gibi soyu tükenme tehlikesi altında olmayan hayvanlar, kontrollü olarak avlatılıyor.

2006 yılında bu maceraya karar verdiğimizde, bu bölgeye henüz paket tur düzenlenmiyordu. Muhtemelen kimsenin aklına gelmiyordu bu kadar uzak, belki biraz riskli, ya da adını bile duymadığı bir yere gitmek. Eğer iyi bir National Geographic izleyicisi ve okuruysanız, sanırım Tanzanya, Kenya ve Botswana, görmekten büyük haz alacağınız üç ülkedir. Bu üç ülke, dünyanın vahşi hayat açısından en fazla türünü barındıran topraklarına sahip. Turu organize ederken internetten uzun bir araştırma yaptık. Zanzibar dahil 15 günlük bir seyahat olacağı için uçak saatlerine kadar detaylı bir plan gerekiyordu. Afrika’da 3 ila 20 günlük turlar düzenleyen pek çok firma var. Bunlardan birinde karar kıldık ve yazışma, ödeme, transfer gibi detayları halletmesi için kişiye özel tur düzenleyen bir yerli şirketle temas kurduk. Belli bir komisyon alarak turun tamamını paket olarak bize teslim ettiler. Afrika’da faaliyet gösteren tur şirketleri ve otellerin büyük bölümü Hintlilerin elinde. Biz organizasyondan çok memnun kaldık, çünkü çok dakik, çok özenli bir yerel firmaya denk geldik.

Serengeti / Büyük Göç (Zebra ve yaban Öküzleri)

Kısaca planımızı şöyle yaptık: Arusha (1 gün), Lake Manyara (1,5 gün), Tarangire (1,5 gün), Serengeti (2 gün), Ngorongoro (2 gün). Arusha haricindekiler, “Ulusal Park” statüsündeki bölgelerdi. Ulusal park deyince pek çok insan hayvanat bahçesi benzeri bir yer olarak algılıyor, oysa Tanzanya’nın yüzölçümünün üçte birinden fazlası ulusal park. Örneğin en ünlü “belgesel yıldızı” Serengeti (Swahili dilinde uçsuz bucaksız anlamına geliyor) 14.763 km2’lik bir alana yayılmış. Ulusal park, sınırları içinde ve belli bir mesafeden yakınında insan yerleşimine izin verilmeyen, vahşi yaşamın koruma altında olduğu bölge anlamında kullanılıyor. Bir dahaki sefere bıraktığımız aktivite ise, hiç tırmanış tecrübesi olmayanların bile katılabileceği 3-4 günlük Kilimanjaro Tırmanışı. Fikri bile heyecanlandırıyor!

Ngorongoro / Akbabalar

Serengeti / Büyük Göç

Geçtiğimiz yıl, Çin hükümetinin Serengeti’nin en önemli ve el değmemiş kuzey kısmından bir otoyol geçirmek için Tanzanya hükümetiyle görüştüğü tüm dünya basınına yansımıştı. Bunun amacı, Çin’in güneydeki Victoria Gölü’ne ve dolayısıyla cep telefonu yapımında kullanılan minerallere daha kolay erişimi. Bu konuyla ilgili bilgi sahibi olmak ve desteklemek için şunlara bir bakabilirsiniz:  www.saveserengeti.org veya facebook üzerinden “Stop the Serengeti Highway” sayfası.

5 büyük

Derler ki, Afrika’ya safariye gidiyorsan, bu 5 büyük hayvanı görmeden dönme! Aslan, fil, leopar, gergedan ve Afrika mandası, işte bu 5 büyük hayvan. Biz, sadece iki gergedan, bir leopar ve sayısını hatırlamadığımız kadar aslan, fil, bufalo gördük. Black Rhino denen siyah gergedanların soyu maalesef tükenmek üzere, leopar sayısı da gittikçe azalıyor.

Ngorongoro / Su aygırları

Biz, 7 günlük safari boyunca tam 43 hayvan türünü gözlemleyebildik. Yanımızda götürdüğümüz kitap, Afrika’da en sık görülen 150 dolayında hayvanın fotoğraf ve tanıtımlarını içeriyordu. Gördüklerimizin hepsini de kitabım üzerine işaretledik. Elbette pek çok yeni şey gördük, öğrendik ama beni en çok şaşırtanlardan biri, dev karınca yuvalarıydı. Rehberimizin anlattığına göre, tüm sistem kraliçe karıncayı korumaya ve rahat ettirmeye yönelikmiş. Hava ısındığında, yuva havalansın diye üst taraftaki toprağı açıyorlar, soğuduğundaysa kapatıyorlarmış. Müthiş bir organizasyon!

Gezinin tamamında en çok etkilendiğimiz ise, doğanın müthiş dengesiydi. Şöyle özetleyebiliriz:

*Hiçbir hayvan, yatırım amacıyla, biriktirmek için, zevk için bir başka hayvanı öldürmüyor. Tek dertleri hayatta kalmak ve soylarını sürdürmek, bunun için de beslenmeleri, savaşmaları gerekiyor.

*Her hayvanın bir rolü ve görevi var; akbabaların temizlik görevini üstlenip, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını nasıl engellediklerini öğrendiğimizde, bu hayvanlara bile bakışımız değişti.

*Otoburların her biri; zebra, yaban öküzü, ceylan türleri, farklı boy otları tüketiyor, dolayısıyla aralarında bir rekabet söz konusu olmuyor.

 Asla:

*Afrika’da safariye çıkıyorsanız ilk bilmeniz gereken şu: Bulunduğunuz aracın içindeyken vahşi hayvanlar sizi bir canlı gibi algılamıyor ve saldırmaya niyetlenmiyor. Şimdiye kadar, herhangi bir şekilde kendisini korkutucu, rahatsız edici bir davranışta bulunulmadıkça, aracın içindeki bir insana saldıran bir hayvana rastlanmamış. Diğer dikkat edilecek şey de hayvanların saldırganlaşmasına sebep olacak şekilde yüksek sesle konuşmamak.

*Maymuna benzeyen babunlar çok güçlü ve tehlikeli hayvanlar  ve şakalaşmaktan pek hazetmiyorlar. Yemek vermek, laf atmak kesinlikle çok tehlikeli.

*Hijyen, kıtanın genelinde ciddi bir sorun olduğu için mutlaka kapağı kapalı şişe suyu için

Serengeti – Ngorongoro arası yol / Pazar yeri

Mutlaka:

* Tanzanya’ya vardığınızda ülkeye girerken kontrol edildiğinden, sarı humma aşısını olup, karnesini yanınızda götürmeniz zorunlu. İstanbul’da Karaköy’de bulunan Hudutlar ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü bu hizmeti ücretsiz olarak veriyor. Ayrıca web sitelerinde de bu yolculukta çok işinize yarayacak bilgiler var. http://www.hssgm.gov.tr/

*Bunun haricinde zorunlu olmasa da iki önemli konu daha var. Biri tetanoz aşısı, diğeri de sıtma tableti tabir edilen ilaç. Tetanoz aşısı faydalı çünkü o bölgede nelerle karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Sıtma tableti 2006 yılında Türkiye’de eczanelerde satılmıyordu ama kaçak getiren yerler vardı. Bunun da en sık yan etkilerinden biri gece kabusları. Bu konuda bir doktor ile görüşmeniz uygun olur.

*Evet, Afrika sıcak bir kıta. Yalnız gecelerin, özellikle yüksek kesimlerde 8-10 dereceye kadar düştüğünü bilip, buna göre kalın kıyafetler götürün.

*Sinek, böcek ısırığı, basit yaralanmalara ilk müdahele için, sırt çantanızda antihistaminik, kolonyalı mendil, kağıt mendil türü şeyler bulundurun. Sineklerden korunmak için sinek konucu sprey alın. El temizleme jeli çok işinize yarıyor. Benim gibi ne bulsam yerim diyenlerden değilseniz, yanınızda bisküvi, kuruyemiş türü şeyler götürün.

*Sizde yoksa, bir arkadaşınızdan ödünç alın ama mutlaka çok kaliteli bir fotoğraf makinesi ile gidin. Muhtemelen hayatta bir defa gideceğiniz için, çekmediğiniz her fotoğraf için hayıflanacaksınız.

Tarangire / Dev karınca yuvası

Şaşkınlık: Bundan altı sene önce, Afrika’da, ıssız bir yolda, sırtında bir kumaş parçası, ayağı çıplak olan bir Masai yerlisinin elinde ne olması sizce çok ironik olurdu? Cevap: Cep telefonu! Eğer hala dijital pazarlama, mobil pazarlama, sosyal medya kültürü konusunu ciddiye almayan varsa, bir daha düşünsün derim.

THY yaklaşık 1 yıldır Dar es Salaam kentine direkt uçuş düzenliyor. Birkaç tur firması da tur düzenliyor. Afrika, tek başına gezilecek bir yer değil, buna izin de verilmiyor. Yani araç kiralayıp Serengeti’de safari yapamazsınız. Yanınızda lisanslı rehber olması zorunlu. Yani her şekilde bir tur şirketiyle bu işi gerçekleştireceksiniz. Bu aşamada, turun olabildiğince az koşturmalı olmasına dikkat etmenizi öneririm. 1 haftada 5 bölge gezdirmeyi vaad edenler aslında hiçbir şey görmemenizi vaad ediyorlar. 1 haftada 3 bölge, bu işin tadını çıkarmak için ideali. Serengeti ve Ngorongoro bana kalırsa olmazsa olmazlar. Ngorongoro Krateri, Afrika’da en fazla canlı türünü barındıran bölge. Bunun sebebi de  birkaç milyon yıl önce bir yanardağın patlamasıyla ortaya çıkmış, tencereye benzer bir oluşum. Yani kapalı bir sistem.

Eğer buradan uçayım, önceden yazışıp, rezervasyon yapıp, oradaki bir şirketle işimi göreyim diyorsanız Simba Safaris firmasını rahatlıkla size önerebilirim, biz çok memnun kalmıştık. Bir safari aracında 6 kişi beraber seyahat ediyor, bundan dolayı farklı ülkelerden tanımadığınız kişilerle bir hafta geçirmek durumunda kalabilirsiniz.

Yorum yapın

  1. Doğu Afrika Safari Bookers, gezi ve seyahat alanındaki bir römorkla tamamen ilgilenildi ve tatilcilere Afrika safarileri ile mükemmel bir tarih sunmak için uğraş veriyor. Kapsamlı tecrübe ve harika keşiflerle, Doğu Afrika Safari Bookers’taki harika bazı safari hedeflerini sunuyoruz Kenya, Tanzanya, Mombasa ve Zanzibar gibi. En iyi ve eğlenceli safari paketlerimiz, en verimli yer hizmetleri, safari rehberleri, menajerler ve izleyiciler tarafından etkili bir şekilde ele alınmaktadır. Kaliteyi ve uygun fiyatlı hizmeti sunma felsefesiyle çalışarak, tam bir heyecan ve eğlencenin tadını çıkarmak için Eklenen konforla birlikte tüm ziyaretçiler. Katkımızın özverili ve taahhüdü, seyahat endüstrisi içinde mükemmel bir üne kavuşmamıza yardımcı olan en zorlayıcı ve en seçici müşterinin beklentisini karşılamak ve aşmak için bize güç verdi.