Skip links

“Girişimcilik Dünyanın En İyi Şeyidir” Diye Pompalamaya Son Verin.

Değildir çünkü. Girişimcilik herkese göre değildir. Gözlerime inanamadım bugünkü Hürriyet İK ekindeki haberi görünce. Doğrudan satış firması Amway bir araştırma yapmış, adına da Global girişimcilik Raporu demiş. 45 ülkede, 50.000’den fazla kişiyle yüz yüze görüşerek bu raporu hazırlamışlar. Biraz araştırınca bu raporun geçen sene Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı resmi web sitesinde de yer bulduğunu gördüm. Bu seneki raporla ilgili (PR ajansları sadece gerekli kısımları göndermiş medyaya muhtemelen) detayları Milliyet web sitesinden okuyabilirsiniz.

Öncelikle ben bir girişimciyim ve son 4 senedir hayatımın en tatmin edici günlerini geçiriyorum. Oldukça niş alanlarda hizmet veren bir ajansın sahibi, bir başka ajansın ortağı, Türkiye’nin en yüksek erişimli online sağlık platformunun yöneticisi, köşe yazarı, yüksek lisans öğretim görevlisi, iki sivil toplum kuruluşunun yönetim kurulu üyesi ve profesyonel konuşmacıyım. Hepsi ayrı girişim, hepsi ayrı heyecan. Öte yandan hepsi ayrı fiziksel yük, hepsi ayrı psikolojik gerginlik, hepsi ayrı maddi ve manevi yatırım. Her şeyden önce hepsi bir risk! Para kaybetme, itibar kaybetme, ekip çalışanı kaybetme gibi riskler taşıyor hepsi. Uykusuz geçirdiğim gecelerin sayısını bile hatırlamıyorum. Eşimden ve çocuğumdan “mecburen” çaldığım günler de cabası.

Buyrun size birkaç veri, girişimciliğin herkesin “girişmemesi” gereken bir şey olduğunu gösteren.

  • TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2013 verilerine göre Türk halkının sadece %11’i üniversiteden mezun. Girişimci olmak için mutlaka üniversite mezunu olmak gerekmiyor elbette. Öte yandan girişim sadece “iyi fikir” anlamına da gelmiyor. Teknolojiden anlayacaksın, pazarlama bileceksin, network yapmayı bileceksin, satış dinamiklerine hakim olacaksın, iş geliştirme yöntemlerinden haberdar olacaksın, yönetim bilimleriyle ilgili fikrin olacak, finans – muhasebe – tahsilat konusunda bilgin olacak, İK yönetimi nedir anlayacaksın. Ya bunlardan anlayacaksın ya da bunları senin için yapacak kişileri işe alacaksın, başka şans yok.
  • İki önemli yayın organının makalelerinde detaylı olarak yazıldığı gibi girişimlerin %90’ından fazlası 5 yıldan uzun yaşamıyor. Huffington Post’tan okumak isterseniz buraya, Forbes’dan okumak isterseniz buraya tıklayın. Türkiye’de son 5 yılda çıkış yapan ya da önemli seviyede yatırım alan girişimlerin sayısını toplasanız iki elin parmaklarını geçmiyor. Silikon Vadisi’nde fikir-prototip aşamasında 100 milyon dolar ve üzeri yatırım alabilen girişimler varken, Türkiye’de bu seviyede yatırım alan girişimleri tek tek sayabiliyoruz, o kadar az.

 

Son 5 senedir bu konuya uzun uzun kafa yorduğum ve algılarım açık olduğu için yüzlerce seminer, kurs, etkinlik, yarışma, proje seferberliği, girişim danışmanı, yatırım fonuna rastladım. Pek çok etkinliğe bu alandaki tecrübelerimi aktarmak üzere konuşmacı olarak davet edildim. Üzerine bugün bir de Amway Global Girişimcilik Raporu’na denk gelince, tabir yerindeyse sigortam attı.

Efendim Türk halkının %42’si girişimci olmak istiyormuş. Pompalayın pompalayın, korkmayın!

Adil ve yol gösteren bir rapor hazırlamak istiyorsanız şu soruları sormalısınız önce:

  • Bu halkın eğitim seviyesi nedir?
  • Yabancı dil bilme oranı nedir?
  • Bu halkın girişimcilikle ilgili bir fikri var mıdır? Girişimcilik nedir Türk halkına göre?
  • Bu halkın iş planı yapmakla ilgili bir fikri ve tecrübesi var mıdır? (Bu arada ben iş planı yapma taraftarı olanlardan değilim, çok çevik bir yaklaşım olarak görmüyorum bunu. Öte yandan bunu uygulayarak başarıya ulaşan girişimler olduğunu biliyorum).
  • Bu halk vergi kanunlarından haberdar mıdır?
  • Tek bir kişi bile çalıştırmadan, bir şirketin minimum aylık işletme gideri hakkında fikri var mıdır?
  • Bir girişimi ayakta tutmak için, büyütmek için, yatırım almak için ve de satmak için hangi süreçlerden geçilir? Bunlarla ilgili bir fikri var mı aynı araştırmaya katılmış 50.000 kişinin?
  • Bir girişimin değerlemesi nasıl yapılır, değerleme nedir? Bunu duymuş mu bu 50.000 kişi?
  • Pazar analizi, rekabet analizi, pazar yaratma ve büyütme konuları üzerine düşünmüş mü bu kişiler?

Forbes bir makalesinde bir girişimin yok olması, amiyane tabirle batmasına sebep olan faktörleri sıralamış, buradan okuyabilirsiniz. %42 ile pazarda böyle bir ihtiyaç olmaması ilk sırada gelirken ikinci sırada finansal kaynakların yetersizliği, üçüncü sırada da doğru ekibi oluşturmamak gelmiş. Düşünün ki girişimlerin yarısı, hiç ihtiyaç bulunmayan bir alana girmişler ve bu yüzden batmışlar.

Lütfen artık bu konuda umut tüccarlığı yapmayın. Parlak zihinlerin, yaratıcı beyinlerin, kurumsal hayattan bıkmış beyaz yakalıların, gençlerin enerjilerini, heveslerini ve umutlarını sömürmeyin. Herkesin girişimci olması gerekmiyor, bu doğru bir yaklaşım değil. Olmamalı da. Para kazanmak, mutlu olmak, manevi tatmin için girişimci olmak şart değil. Bu kandırmacadan vazgeçin.

Değerli yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

 

 

Yorum yapın

  1. Girişimcilik herkese göre değil, bu konuda haklısınız ancak sistem sizi 40 yaşınızdan sonra dışarı itiyor. Buna çare bulmak gerekli.

  2. Merhaba Sertaç Bey,

    Girişimcilk konusu hakkında verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Üniversitelerde son sınıflarda seçmeli ders olarak bile verilen girişimcilik konusu son dönemlerde yazılan kitap, sosyal medya hesapları ve belirli yaş düzeyine gelmiş belirli konumda ki insanların girişimcilerden alıntılar yaparak yol göstererek oluşacak bir şey olduğu zannedilen bir olgudur. Türkiye eğitim süreçleri, sistemlerin değişmesi gereken bir yapıda olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki şu an eğitim sisteminin son süreçlerinde olan ve hayata atılacak kişilere artık girişimciliğin artık amazon fikrinin ortaya atılması gibi, adamın biri Facebook gibi bir uygulama açmış, Yemeksepeti gibi bir uygulama çıkarmış milyarder olmuş istediği hayatları yaşıyor, paraya para demiyor algısının ortadan kaldırılması gerekiyor. İnsanlar sanıyor ki aa Facebook gibi şu an olmayan bir şey aklıma gelince bunu ortaya atacağım ve birden zengin olacağım, ünlü olacağım. Bu söylediğimiz girişimlerin sahipleri hangi yollardan geçmiş, hangi eğitimleri almış, hangi geceler sabahlara kadar normalde bir takımın yapması gereken işleri kendileri yapmışlar, kaç defa reddedilmiş, kimse onlara inanmıyorken bir fikrin peşinden arzuyla koşmuşlar bunları konuşmak gerek. Girişim yapıp satıp para sahibi olma fikri bile geçmemeli o insanların kafasından.
    Ayrıca herkes çok büyük bir fikrin girişimcisi olmak zorunda değiller, bunun yanında bu girişimin hayata geçmesi için bir çok sistem var bunların birinde yer alarak bu hazza ve başarıya ortak olabilirler.
    Zengin olacağım diye çıkılan yolda tabi ki binlerce girişim ve bataklık olur.
    Tabi ki bence’ öncelikle bu balonların patlatılması gerekiyor.